İstikbal göklerde mi demeliyiz; yoksa felaket göklerde mi?
Küçük bir dünya turu:
Ortadoğu: Bir zamanlar Hz.İsa’nın vaaz verdiği, çocukların vaftizini yaptığı o gürül gürül akan Ürdün Nehri’nin pis, hastalık saçan durgun bir su birikintisine dönüştüğü, Hıristiyan inancına göre Tanrı’nın oğlunun üzerinde yürüdüğü Celile Denizi'nin (Taberiye gölü) ise tarihte görülmüş en düşük seviyelerden birine indiği (kritik seviye) bildiriliyor. Yani üç semavi dinin kutsal bellediği sular çekiliyor ve kuruyor, kutsal topraklar da kuraklıktan kavruluyor. Ekolojik felaketten korkuluyor. Üçü de insan kaynaklı olan üç sebep sayılmış: İklim değişikliği ve küresel ısınma, aşırı su kullanımı ve barajlar, çatışma ve savaşlar.
Okyanusya: Avustralya’ya özgü benzersiz bogong güvelerinin popülasyonunda 'şaşırtıcı' hatta 'akıl durdurucu' ölçekte düşüş yaşandığı, çok yakın zaman öncesinde milyarlarca kelebeğin dağlara göçü gerçekleşirken geçen sene 1000’e, bu sene ise sayının 6’ya, ardından da sıfıra düştüğü, bunun sonucunda da sadece o dağlarda yaşayan ve varlıkları zaten tehlike altında olan pigme (cüce) keseli sıçanların türlerinin de tamamen ortadan kalkması tehlikesinin başgösterdiği belirtiliyor. Sayılan sebepler, hepsi de insan kaynaklı olan küresel iklim yıkımı ve küresel ısınma, onun yol açtığı kuraklık, habitat tahribatı, istilacı türlerin getirdiği yıkım...
Avrupa: Birleşik Krallık’ın, tarihinde ilk kez 20 °C’nin üzerinde sıcaklıklar gördüğü bir kış yaşandığı bildiriliyor. Son beş yıl içinde kış mevsimi yağışında iki kez rekor kırıldığı, seller yaşandığı belirtiliyor, halihazırdaki sıcaklık rekorlarının üstüne yeni bir soğuk dalgası gelmesi halinde yaban hayatında büyük telefat olacağı endişesi yaşanıyor. Aşırı sıcak havaların sonucunda bu yaz Birleşik Krallık'ta hararet rekorunun kırılacağı konusunda bahisçiler 5’e 2 veriyorlar. İklim âcil durumundan korkuluyor. Sebep: insan kaynaklı iklim yıkımı. (Vakanüvisiniz hakirin notu: Korkarız, yakın gelecekte 'meşhur İngiliz çöl sıcakları'ndan söz edilmeye başlanırsa, kimse pek şaşırmayabilir.)
Avrasya: Rusya’nın kuzey kutbuna yakın bölgelerinde karların renklerinde değişim yaşandığı belirtiliyor: Sibirya’nın kent ve kasabalarında yaşayan ahali, çevrelerini saran kar örtüsünün türlü renklere büründüğünü görünce şaşkınlıkla karışık derin bir yeise gark olmaktalarmış. Yeşile ve siyaha çalan karları Arktik bölgelerde havadan görmek mümkün oluyormuş. Kara, kahverengi, turuncu, boz, bej, ve yeşil de var. Sebep? İnsan kaynaklı kirlenme.Yeşil, çevredeki fabrikalardan, özellikle krom atölyelerinden. Kara renk ise, tabii kara karbondan. İklim değişikliği ve hava kirlenmesi başlıca sorunlar. Kömür yakan işletmelerden çıkan kurum beyaz kar üzerinde sadece estetik bir felaket değil, albedo etkisiyle küresel ısınmayı kat be kat hızlandırıyor. Kuyruğunu yiyen yılan misali. Pozitif geri besleme etkisi deniyor buna. (Not 2: Rusya’nın meşhur 'kara kar'ından bahsedeceğimiz günler belki yarından da yakın!)
Yerküre&Atmosferi: Çocuklar ve gençler dünyanın dört bir yanında iklim yıkımına karşı derhal radikal biçimde harekete geçilmesi için grevler ve benzeri eylemler düzenlerken, yaklaşan iklim yıkımına ilişkin araştırmalar da birbiri ardından önümüze yığılıyor. Nature Geoscience bilim dergisinde yayınlanan yepyeni araştırmada, yüzyıl gibi kısacık bir süre içinde stratokümülüs bulutlarının gökyüzünden toptan kalkacağı belirtiliyor. Bunun gerçekleşmesi halinde 8°C derecelik bir ilave ısınma olacağı saptanmış. Sebep? İnsan kaynaklı küresel iklim yıkımı. Yeni araştırmalar, ısınmanın bulut kaybını arttırdığını gösteriyor. Bu bir 'Bulutsuzluk Gözlemi': Stratokümülüs bulutları Yeryüzünün yaklaşık üçte ikisini kaplıyor ve güneşten gelen radyasyonu uzaya geri yansıtarak dünyayı serin tutuyor. Ama gene kuyruğunu yiyen yılan var: Isınan bulutlar uçup gidiyor; bulutlar gidince dünya daha çok ısınıyor.
***
Vakanüvisiniz hakir kararsız kaldı: İstikbal göklerde mi demeliyiz; yoksa felaket göklerde mi?
Vakanüvis ÖM